Savaşlar Gıda Güvenliği/Güvencesi Sorunudur.
- iugurtoprak
- 21 May
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 17 Haz

1 Eylül Dünya Barış Gününü geride bıraktık.
Savaşlar, iki ya da daha fazla devlet arasında gerçekleşen silahlı çatışmalar olarak ifade edilse de savaşan tarafların yanı sıra şüphesiz savaşın sürdüğü coğrafyayı hatta sonuçlarıyla tüm dünyayı da etkiliyor. Savaşın yarattığı ekonomik ve siyasi etkiler elbette önemli. Peki ya diğer etkileri? Yarattığı diğer sorunlar? Sevgili Helil Kınay 1 Eylül tarihli “Savaş Kirletir.” başlıklı yazısında “Silahlar, bombalar, yarattıkları kimyasal etkiler, savaşta tahrip olan sanayi tesisleri, maden tesisleri vb. çevresel riski yüksek tesislerden kaynaklanan kirlilikler, yok edilen kentler, altyapı tesisleri, yaşam alanlarının yok edilmesi, su, hava, toprak kirliliği, ekolojik yapıya yönelik etkileriyle savaş sadece insanları öldürmüyor, yaşamı yok ediyor.” diyor. Helil’in değindiği yerden devam edelim. İşte tüm bu kirlilikler sebebiyle savaş ciddi bir gıda güvenliği sorunudur.
2018 yılında savaş yaşayan Suriye’den ithal edilen patateslerle ilgili TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi çekincelerini dile getiren bir basın açıklaması yaparak o zaman ki adıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bazı sorular iletmiş ve tahmin edebileceğiniz üzere cevapsız kalmıştı. Şimdi de Rusya – Ukrayna arasında bir savaş var ve biz bu ülkelerden tahıl ithal ediyoruz.
Rusya ile hala savaşta olan Ukrayna tarımına bir göz atalım atacak olursak, verimli toprakları ve uygun iklim koşulları ile tarım alanında dünyada en yüksek üretim potansiyeline sahip ülkelerden biri. Ülke topraklarının yaklaşık %55'i ekilebilir tarım arazisi. Üstelik Ukrayna’nın en verimli tarımsal bölgelerinin önemli bir kısmı, doğu bölgelerinde, tam da Rus saldırısının yoğun olduğu bölgede. Ukrayna'nın en önemli tarım ürünleri; tahıllar, patates, şeker pancarı, ayçiçeği ve soya fasulyesi. Başta büyük baş hayvanlar olmak üzere, küçükbaş hayvanlar, domuz ve kümes hayvanları yetiştiriciliği açısından önemli bir potansiyele sahip. Ülkede meraların az, tahılın bol oluşu damızlık hayvan yetiştiriciliğinden ziyade besicilik yapmaya daha uygun. Karadeniz ve Akdeniz havzasında önemli bir yem hammaddesi tedarikçisi olan Ukrayna’da iç piyasada yem fiyatları ihracat fiyatlarına endeksli, et fiyatlarını iç piyasa dinamikleri belirlerken, yem fiyatlarını dış piyasa dinamikleri belirlemekte.
Ukrayna hızla artan tahıl ve bitkisel yağ ihracatçısı. 2020 yılında yaklaşık 24 milyon metrik tonluk toplam buğday hasadının, 18 milyon metrik tonunu ihraç etti. Ülke, dünyanın en büyük 5. ihracatçısı konumunda. Alıcı ülkeler arasında Çin ve Avrupa Birliği de var. BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre 2020 yılında Lübnan’da tüketilen buğdayın yarısı, Ukrayna’dan gelmiş. Yemen ve Libya toplam buğday tüketimlerinin sırasıyla %22 ve %43’ünü Ukrayna’dan ithal ediyor. Ukrayna buğdayının en büyük tüketicisi konumundaki Mısır, 2020 yılında 3 milyon metrik ton, yani kendi toplam buğday tüketiminin %14’ünü Ukrayna’dan ithal etmiş. FAO verilerine göre Ukrayna Malezya ile Endonezya’daki buğday tüketiminin %28’ini ve Bangladeş’in %21’ini sağlıyor.
Rusya ve Ukrayna, küresel buğday ihracatının yüzde 33'ünü, arpa ihracatının ise yüzde 29’unu tek başına gerçekleştiriyor. Rusya aynı zamanda dünyada en fazla gübre ihraç eden ülke konumunda.
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in "Savaşın ve fiyatlardaki artışın devam etmesi halinde küresel gıda krizi yaşanabilir" ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un "Şimdi enerji ve gıda fiyatları artıyor. Dünyanın gıda güvenliğinde önemli rol oynayan Ukrayna gibi ülkelerin artık gıda ulaştıramamasından korkuluyor. Bu açlık tehlikesini de beraberinde getirecek. Bu artık NATO ile Rusya veya Ukrayna ile Rusya arasında bir sorun değil. Bu dünya için bir sorun. Savaş durdurulmalı." sözleri aslında her şeyi tüm gerçekliğiyle ortaya koyuyor. Savaş ciddi bir gıda güvencesi sorunudur.
Ülkemize gelecek olursak, Rusya'nın en büyük tarım ürünleri ithalatçısıyız. Buğday, Ayçiçek yağı ve arpa ilk sıralarda yer alıyor. Ticaret Bakanlığı’na göre buğday ithalatının yüzde 64,6’sı Rusya’dan, yüzde 13,4’ü ise Ukrayna’dan yapılıyor. Yine Bakanlığın raporlarında ayçiçeği ithalatının yüzde 65,5’i Rusya’dan olurken yüzde 4,2’sinin Ukrayna’dan olduğu bilgisi yer alıyor. Ülkemiz buğday başta olmak üzere birçok üründe kendi kendine yetebilen bir ülke iken bugün Savaşta olan Rusya ve Ukrayna ile görüşüp Karadeniz Tahıl Koridorunu sağlamakla övünüyor maalesef. Neredeeennn Nereyee değil mi?
Savaşın etkileri elbette bunlarla sınırlı değil. İlkim değişikliğinin yarattığı kriz, kuraklık nedeniyle azalan verim, COVID-19 pandemisi nedeniyle yaşanan tedarik zinciri kesintileri, artan gıda ve petrol fiyatları bir yana yaşanan Rusya-Ukrayna Savaşı da krizin derinleşmesine neden oldu.
Bir diğer önemli durum da artan gıda fiyatlarıyla birlikte gelir düzeyi düşük ülkelerde yaşanan tedarik sorunları, pandemi olacak, savaş devam edecek sıkıntılar sürecek gibi düşüncelerle ülkelerin kendi kendine yeterli olmak ve ihtiyaçlarını karşılamak için gıda stoğuna başlaması. Yani bir diğer adıyla önümüzde duran potansiyel bir başka tehdit gıda milliyetçiliği.
Ne diyordu zamanın Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli? Paramız var ki ithal ediyoruz! Bakanlar değişti, lakin zihniyet değişmedi. Peki hal böyle iken, yukarıda söz edilenleri düşünüp, üstelik covid-19 pandemisini de deneyimlemişken hala paramız olsa da ithal edebileceğimize inanıyor musunuz sevgili dostlar?
Ezcümle Savaş ciddi bir Gıda Güvenliği ve Gıda Güvencesi Sorunudur.
Savaşların yaşanmadığı, doğanın insan eliyle tarumar edilmediği, gelirin, suyun ve gıdanın adil dağıtıldığı bir dünyada yaşayabilmek dileğiyle…
Dostlukla & Dayanışmayla
05.09.2023 - Yenigün Gazetesi





Yorumlar