İddialar … Gerçekler …
- iugurtoprak
- 21 May
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 17 Haz

Tarım ve Orman Bakanı Sayın Prof. Dr. Vahit Kirişci geçtiğimiz günlerde sosyal medya hesabından “Gören göze karanlık perde olamaz, görmek istemeyene ışık ne yapsın.” notuyla İddialar ve Gerçekler başlıklı bir görsel paylaştı. Görselde, “İddia: Gıda Denetimi Önemsenmiyor. Gerçek: Gıdalar Tarladan Sofraya Her Aşamada Denetleniyor” denilip denetçi sayısı 2002 yılında 1500 iken 2022 yılında 7500 olduğu ve 5 kat arttığı, denetim sayısı 2002 yılında 40 bin iken 2022 yılında 34 kat artarak 1,35 milyon olduğu belirtiliyor.
Tarım ve Orman Bakanlığı 2022 Faaliyet Raporu verilerini incelediğimizde Bakanlıkta görevli gıda kontrolörü sayısının yaklaşık 7500 olduğu, ki bakanlık personel sayısını net olarak bilmeli ve hatta mesleklere göre dağılımını dahi belirtmeli, mevcut kadro ile ülke genelinde 1 milyon 329 bin 824 denetim yapıldığını, 18.413 işletmeye idari para cezası kesildiğini ve sadece 243’ü için savcılığa suç duyusunda bulunulduğunu görebiliriz. Ülkemizde 31.12.2022 tarihi itibariyle toplam 708.702 gıda işletmesi var. Bu işletmelerin 13.388 adedi onay kapsamında, 704.588 adedi ise kayıt kapsamında. Kayıtlı işletmelerin 82.575’i üretim yeri, 347.426’sı satış yeri, 278.701’i toplu tüketim yeri.
Sayın Bakanın verilerine göre; tüm gıda kontrol görevlisi arkadaşlarımızın denetime çıktığını varsayarsak, ki hepsi denetime çıkmıyor ve denetime 2 kişilik ekiple çıkılıyor, 2002 yılında ekip başına 53 denetim, 2022 yılında ekip başına 360 denetim düştüğü görülüyor. Ki bu görselle Sayın Bakan yıllardır dile getirdiğimiz başta gıda mühendisleri olmak üzere gıda kontrol görevlisi sayısının az olduğu, yapılan denetimlerin etkin olmadığı, gıda kontrol görevlisi arkadaşlarımızın iş yükünün çok olduğu, özlük haklarının mutlak suretle iyileştirilmesi gerektiği görüşümüzü desteklemiş oluyor. Denetlenen firma ve denetim sayılarına baktığımızda işletmelerin yılda ortalama 2 kere bile denetlenmediği anlaşılıyor. Ki yılda 3 hatta 4 kez denetlenmesi gereken işletmeler de var. Taklit & tağşiş listelerinin 1 yılı aşkın süredir yayınlanmadığını, bir önceki listenin de ondan 1,5 yıl önce açıklandığını, göz önünde bulundurursak, rahatça söyleyebiliriz ki halk sağlığı ve gıda güvenliği yapılan yılda ortalama 2 denetimle sağlanamaz. Aslında Sayın Bakanın bu görseli bir itiraf niteliğinde. Yani Sayın Bakan diyor ki, biz bu işi yapamıyoruz.
Uzun yıllardır denetimlerin etkin bir şekilde yapılabilmesi için Bakanlık bünyesindeki gıda mühendisi istihdamı derhal artırılmalıdır diyoruz. Son açıklanan 14 kişilik istihdam kesinlikle kabul edilebilir bir durum değildir. Ayrıca, 30 beygir gücünün altındaki veya 10’dan az çalışanı olan işletmeler için, ki bu sayı toplam işletme sayısının %70’inden fazla, TMMOB Gıda Mühendisleri Odası’nın Bakanlık yetkilileri ve Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu ile değişik zamanlarda görüşüp paylaştığı “Yetkilendirilmiş Gıda Danışmanlığı Sistemi Projesi” acil olarak hayata geçirilmelidir.
Sonuç olarak;
Ne yazık ki, Sayın Bakanın Gerçek dediği İddia, İddia dediği de Gerçek.
Sayın Bakanın daha önceki açıklamalarına da bir göz atalım.
“Evet, sel 15 canımızı aldı ama toprak da suya kavuştu.” dedi. Eğer önlemler alınsa, planlamalar doğru yapılsaydı toprak yine suya kavuşacak ve canlarımız hayatta olacaktı.
“Tarım ürünleri ihracatı 2021’de 25 milyar dolara ulaştı.” dedi, ama ithalat ile ilgili bir veri vermedi.
“Bizim açta açıkta kimsemiz yok, herkesin karnı tok…” dedi. TÜRK-İŞ Araştırmasının 2023 Mart ayı sonucuna göre; dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 9.591,13 TL. Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 31.241,48 TL. Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 12.469,98 TL oldu. 2023 yılı için ülkemizde belirlenen asgari ücret ise 8.506,8 TL Asgari ücretin açlık sınırının altında kaldığı ülkemizde gıda harcamaları, çok büyük bir kesim için en fazla harcama kalemi ve hane bütçesinde önemli bir paya sahip.
“Aç mı insanlarımız? Bir şeye erişimde güçlük mü çekiyor, markete gittiğinizde rafta bir şeyin yoksunluğu mu var veya noksanlığı mı var? Hayır” dedi. The Economist tarafından derlenen gıdaya ekonomik gücün yetmesi, erişebilme, kalite ve güvenlik unsurlarını içeren Küresel Gıda Güvenliği Endeksinde ülkemiz, halkının gıda ürünlerini “satın alabilirliği” sıralamasında 65'inci sırada yer alarak bırakın gelişmiş ülkeleri Botsvana, Şili, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün gibi pek çok ülkenin maalesef ki gerisinde kaldı.
“Bu ülkede o yok, bu yok diyenlere kapak olsun diyorum” dedi. Yorum dahi yapmıyorum bu üsluba.
Sayın Bakan bilmeli ki, tarım, serbest piyasa koşullarına terk edilemeyecek kadar stratejik bir sektördür. Ve yine bilmeli ki, yaşamak nasıl bir insan hakkı ise, sağlıklı, güvenli ve yeterli gıda ile temiz ve güvenli suya uygun fiyatlarla sürdürülebilir bir biçimde ulaşabilmek de bir insan hakkıdır ve bunu sağlamak da kamunun en önemli görevlerinden biridir.
Sayın Bakana “İyi ki dezenformasyon yasası çıkarmışız.” sözlerini hatırlatarak halkı yanıltıcı bilgilerde bulunmaya son vermeye ve görevini yerine getirmeye davet ediyorum.
Son sözler Sabahattin Ali’den gelsin.
“Biz istiyoruz ki, bu memlekette yapılan her iş, üç beş kişinin çıkarına değil, bu toprakları dolduran milyonların yararına olsun. Biz istiyoruz ki, bu topraklar üzerindeki insanlar, kafalarında taşıdıkları fikirlerinden dolayı değil bu yurdun ve bu halkın yararına yahut zararına yaptıkları işlerden hesap versinler.”
Dostlukla & Dayanışmayla
17.04.2023 - Yenigün Gazetesi





Yorumlar