Biten Tarım, Yanan Orman ve Hala Koltukta Oturan Bir Bakan…
- iugurtoprak
- 21 May
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 17 Haz

Her yaz aynı şeyleri yaşamaktan ve yanmaktan biz çok sıkıldık, lakin yönetenler bir türlü ders çıkartamadı ya da zaten çıkartmak istemiyorlar…
Yine öyle bir yaz yaşadığımız. Tam biri söndü derken bir başkası başlıyor. Tarım ve Orman Bakanı acep bir iki kelam edecek mi derken, İzmir Yamanlar’dan seslendi:
“…Şehri tedirgin edecek bir husus şu an yok…” Bu cümleye bir yorumda bulunmayacağım.
20 yılı aşkın süredir yaşadığımız şu beton ekonomisine karşı sürekli tarım arazileri, meralar, zeytinlikler, ormanlar, sulak alanlar ve su havzaları ranta peşkeş çekilmeyecek kadar değerlidir diyoruz. Fakat bir türlü anlatamıyoruz. Yasalara rağmen, ülkenin dört bir yanında tarım arazilerimiz, meralarımız, ormanlarımız, zeytinliklerimiz, derelerimiz, sulak alanlarımız ve su havzalarımız rant için sermayeye peşkeş çekiliyor adeta.
Biliyorsunuz dostlar;
Yine böylesi bir peşkeş çekilme ortamında, 5 Aralık Dünya Toprak Gününde, Tarım ve Orman Bakanı Sayın İbrahim Yumaklı bir tweet atmıştı. Ne diyordu tweette?
“Toprak; umudun filizlendiği ve geleceğimizin kök saldığı en değerli hazinemizdir. Alın terine karşılık bereketiyle bizlere kucak açan topraklarımızı koruyarak üretmeye devam edeceğiz. 5 Aralık #DünyaToprakGünü kutlu olsun.”
Bir çırpıda aklımıza gelen soruları soralım hemen.
Hangi toprakları nasıl koruyorsunuz acep?
Deprem bölgesindeki tarım arazilerini mesela, yapılaşmaya açarak mı?
İzmir İnciraltı'nı mesela, ranta kurban ederek mi?
İzmir Çeşme’yi mesela, talan projesini onaylayarak mı?
Aydın ve İzmir Foça başta olmak üzere mesela, tarım arazileri üzerine JESlere izin vererek mi?
Tarım arazilerini ve meraları mesela, arazi ve mera vasıflarını değiştirip Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri kurarak mı?
Zeytinlikleri mesela, yasayı sürekli değiştirmeye çalışarak mı?
koruyorsunuz Sayın Bakan?
Hatırlarsınız dostlar;
21 Mart Dünya Ormancılık Gününde #OrmanVatandır hashtagiyle “Köklerimizden Gelen Güç” ile ülkemizin her köşesini “Küllerinden Doğan Ormanlar”la donatmaya devam ediyoruz. 21 Mart Dünya Ormancılık Günü ve Haftası Kutlu Olsun tweeti atmıştı Tarım ve Orman Bakanı Sayın Yumaklı.
Soralım kendisine,
Akbelen, Kaz Dağları, Murat Dağı, Alaplı, Cerattepe, Fatsa, Munzur, Lapseki, Ulukışla ve bilumum aklıma gelmeyen ormanlar bu vatana ait değil mi Sayın Bakan?
Her yıl yangın sebebiyle yok olan orman alanları mevcut kanun maddeleriyle her türlü yapılaşmaya izin verilerek orman alanı dışına çıkartılabiliyor. Külleri ise yurttaş yutuyor.
Ormanları yani vatanı koruyacak yeni yasa için ne zaman harekete geçeceksiniz Sayın Bakan?
Unutmanıza imkan yok dostlar;
Yine bir özel gün 22 Mart Dünya Su Günü ve yine Tarım ve Orman Bakanı Sayın Yumaklı sosyal medya hesaplarından şu paylaşımda bulunmuştu.
“Hep birlikte bir adım atalım! Geçmişten aldığımız en değerli emanet olan suyumuza sahip çıkıp gelecek nesillerimize miras bırakma zamanı. Suya veda etmeyelim, suya vefa gösterelim.”
Elbette ki söylemde hem fikiriz. Lakin eylemde? Ne yazık ki Sayın Bakanı göremiyoruz. Görmeyi de geçtim hadi, dereler özgür aksın diyenlere, ormanlarına, zeytinliklerine, havasına, toprağına, suyuna sahip çıkanlara kolluk kuvvetleri eliyle reva görülen durumlara dair tek bir cümlesi dahi yok.
Söylemlerinizle eylemleriniz uyuşmuyor Sayın Bakan!
Üretim ekonomisi yerine beton ekonomisini tercih ederek mi koruyorsunuz suyu, toprakları, ormanları yani vatanı?
Siz Tarım ve Orman Bakanısınız Sayın Yumaklı.
Toparlayacak olursak dostlar;
Söylem eylem uyuşmazlığı toplumsal bir sorunumuz ve temelde iki sebebi var. Birincisi, söylediğine kendisinin de inanmaması. Sonuç lafügüzaf. Bir diğeri de fikri doygunluğa ve kişisel olgunluğa ulaşamamak. Sonuç riyakarlık.
Ülke tarımı zaten bitmişti. Rant ve yangınlarla orman da kalmadı. Lakin, Tarım ve Orman Bakanı Hala Koltukta…
Başka söze ne hacet?
Dostlukla & Dayanışmayla
19.08.2024 - Yenigün Gazetesi





Yorumlar