top of page

Bir İhtimal: Yaşayabilmek...

Güncelleme tarihi: 17 Haz

ree

 

Bir çoğumuzun severek dinlediği bir şarkı sözü ile başlayacağım bu haftaki yazıya sevgili dostlar;

“Bir ihtimal daha var

O da ölmek mi dersin?”

Oysa şimdi ihtimal ölmek değil yaşayabilmek bu ülkede...

Zira geldiğimiz noktada yaşamak ölmekten çok daha küçük bir ihtimal.

Doğduğumuzda ailemizin kucağında isek şanslıyız. Bir çetenin eline düşmüş olma ihtimalimiz hiç de küçümsenecek gibi değil.

Daha küçücük bir çocukken bir vakıf kursunda tecavüze uğrayabiliriz. Bunu AKlamak için “bir kereden bir şey olmaz”, “küçüğün rızası vardı” diyen bakanları duyabilirsiniz. Ya da aile eşrafından birilerinin uzun süre cinsel istismarına uğrayıp sonra da öldürülebiliriz.

Okula başladık diyelim. Bir öğün yemek ile suyun ücretsiz olması hakkını “bütçe yok” diyerek sağlamazlar. Geleceğin teminatısın tabi serviste trafik kazası geçirip ölmezsen.

Üniversite sınavına çalışırsın iyi bir gelecek için. Ama birileri sadece soruları değil, senin geleceğini de çalar. İntihara sürüklenebilirsin.

Çalıştın, çabaladın. Şanslısın ki sorular da çalınmadı ve sen üniversiteyi kazandın. Yurtta asansör düşmesi sonucu hayatını kaybetme ihtimalinle yemekten zehirlenme ihtimalin kıyasıya yarışır ki bu yarışın kazananı maalesef ki yok.

Hala yaşıyorsun ve mezun da oldun. İki seçeneğin var önünde. Ya KPSS’ye girip devlet memuru olacaksın ya da özel sektörde çalışacaksın. Emin ol iki seçenek de iyi değil bu ülkede. Hadi KPSS’yi kazandın hem de en yüksek puanla. Atanamama ihtimalin kuvvetle muhtemel. Hadi birilerinin kendi yandaşlarını kayırmak için uydurduğu mülakatı da atlattın bileğinin hakkıyla ve memur oldun. Alacağın maaş ve zam oranı kuş kadar. Geçin geçinebilirsen. Özel sektörde iş bulabilmek de öyle kolay değil. İşsizlik had safhada. Ülkenin neredeyse 50%’si gibi asgari ücretli bir iş buldun. Geçinmeye çabalıyorsun sefalet ücretiyle. Esnek çalışma saatleri, patrondan ya da mesai arkadaşlarından yiyeceğin mobbing de yanında cabası.

Dedin ki bu böyle olmaz arkadaş. Bizim örgütlenmemiz lazım. Aradın, taradın ve bir sendikaya üye oldun. Anında işsiz kalıp, fabrika önünde direnişe başlama ihtimalini hep göz önünde bulundur. Lakin direnmekten de vaz geçme.

Öyle ya da böyle çalışıyorsun. Esnek çalışma saatlerinden kalan zamanı iyi değerlendirmek için dışarı gezmeye çıktın. Şanslısın bir çukura düşmedin. Su birikintisine basınca elektrik akımına kapılıp ölmedin de. Sokakta tanımadığın bir erkek gelip sana uçan tekme de atmadı. Yediğin yemekten zehirlenmedin. İçtiğin alkol sahte de çıkmadı. Öyle deme bu ihtimallere denk gelmemek büyük başarı. Yalnız eve dönerken başına bir şey gelmesin “o saatte ne işi varmış” diyen çok olur.

Aile ziyaretine gideyim dedin trene bindin. Bakımı yapılmayan raylar yüzünden tren raydan çıkabilir ve sen ölebilirsin.

Sıkıldın, bunaldın. Kredi kartı, borç, harç ile tatile gitti. Otelde çıkan yangın sebebiyle de ölebilirsin bu da bir olasılık.

Daha başka ne olabilir ki deme. Hayatı paylaştığın kişi tarafından darp edilme, erkek şiddetinden hayatını kaybetme ihtimalin, mutlu bir yuva kurma ihtimalinden daha yüksek bu ülkede.

Hadi evlendin, çoluk çocuk sahibi de oldun. Onu ısıtamadığın için fön makinesini açıp intihar etme olasılığın olasılıkların en berbatlarından.

Dişinden, tırnağından arttırıp bir ev aldın. Ufak bir depremde göçük altında kalabilirsin. Hadi kurtuldun diyelim. Son tüketim tarihi geçmiş bir ürünle zehirlenebilirsin.

Cinsel yönelimin sebebiyle ötekileştirilmen hatta öldürülmen de kuvvetle muhtemel. Çünkü bu ülkede Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini sağlayabilmek için daha kat etmemiz gereken çok yol var.

Demokrasimiz çok ilerledi. Öyle diyor devlet büyükleri. Artık ne kadar ilerlediyse göremiyoruz bile o kadar uzakta. Bu ülkede düşünce özgürlüğü var yok değil. İstediğin kadar düşün yeter ki söyleme ya da yazma. Yıllar önce attığın bir tweet nedeniyle şafak operasyonu ile göz altına alınabilirsin. Halkın haber alma hakkını sağlamak için çabalayan basın emekçiysen tutuklanabilirsin ya da suikaste uğrayarak öldürülebilirsin. Milletvekili seçilsen de cezaevinde tutsak edilebilirsin. Bir basın açıklamasında biber gazıyla, bir mitingde canlı bombayla, bir eylemde copla ölebilirsin.

Buraya yazmayı unuttuğum daha pek çok durumun olması da ihtimaller dahilinde.

Yaz yaz bitmez elbette. Bunca ihtimaller arasında bizim ne yaptığımıza dair sorunun cevabıyla bitirelim bu yazımızı.

Şükrü Erbaş’ın dediği gibi:


“Bir çürümenin ortasında

Utancımıza tutunmuş

İyi şeyler düşünerek

Yaşamaya çalışıyoruz.”

 

Dostlukla & Dayanışmayla


03.02.2025 - Yenigün Gazetesi

 
 
 

Yorumlar


© 2025 by Turiakopurg

bottom of page