Açlığa Karşı Birleşelim...
- iugurtoprak
- 21 May
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 17 Haz

Sevgili dostlar,
Gelin bugün Çocukların Beslenme Hakkından konuşalım.
16 Eylül Cumartesi günü TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, TTB İzmir Tabip Odası ve Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (BAYETAV) Türkiye’deki çocuk beslenme sorununa dikkat çekmek, çözüm önerileri sunmak amacıyla bir araya gelerek bir çalıştay düzenledi. Aslında bu çalıştay 11 Şubat için planlamıştı. Lakin yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle 16 Eylül’e ertelemek zorunda kalındı.
Bildiğiniz üzere, okul öncesi dönem yetişkinlik için temel oluşturan pek çok alışkanlığın geliştirildiği bir dönemdir. Çocuğun sağlıklı bir okul öncesi dönem geçirmesi, doğumdan o döneme kadar geçirdiği dönemin sağlıklı olmasına bağlıdır. Çocukların beslenme alışkanlıkları kazanmasında çevre, aile, okul ve içinde yaşanılan ortam önemli rol oynar.
Yapılan çalışmalar, yetersiz ve dengesiz beslenen öğrencilerinin dikkat sürelerinin kısaldığını, algılamalarının azaldığını, öğrenmede güçlük ve davranış bozuklukları çektiklerini, okul devamsızlık sürelerinin uzadığını ve okul başarılarında azalma olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca, beslenme yetersizliği, çocukların fiziksel büyüme ve gelişme süreçlerinin yanı sıra zihinsel gelişimi de olumsuz etkiler. Depresyon, anksiyete ve diğer ruhsal sağlık sorunlarını doğurabilir. Bunlarla birlikte, bağışıklık sisteminin zayıflaması sonucu sık hastalanmalara yol açıp ilerleyen yaşlarda kronik hastalıkların riskini artırabilir. Anemi, obezite, diyabet ve osteoporoza neden olabilir.
Beslenme konusunda eğitim eksikliği bulunan ve yeterli bilgiye sahip olmayan aileler, çocuklarının sağlıklı bir diyetle beslenme alışkanlıkları kazanmasını zorlaştırır. Öte yandan, okul kantinlerinde sunulan sağlıksız atıştırmalıklar ve içecekler, çocukların dengesiz beslenme alışkanlıklarını destekler, fast food restoranlarının ve aşırı işlenmiş gıdaların yaygınlaşmasını, çocukların yüksek yağlı, yüksek şekerli ve düşük besin değerine sahip gıdalara erişimini artırır.
Aile ve Sosyal Yardım Bakanlığı tarafından yayınlanan 160 sayfalık “Türkiye Çocuk Hakları Strateji Belgesi ve Eylem Planı (2023-2028)” belgesinde okul çağındaki çocuklara ücretsiz gıda ve beslenme desteği yapılacağına dair bir ifade yer almamakla birlikte “okul öncesi eğitim programlarında ücretsiz olarak sunulan beslenme hizmetlerinin yaygınlaştırılması gerektiği düşünülmektedir.” deniliyor. Bizim bakanlığımız düşünedursun dünya bu konu üzerine çoktan çalışmaya başladı. Türkiye “Bizler, Devlet ve Hükümet Başkanları olarak, en savunmasız çocukları açlık, yetersiz beslenme ve öğrenme kaybından korumak ve kimseyi geride bırakmamak için şimdi harekete geçmenin aciliyetinin altını çiziyoruz. 2030'a kadar her çocuğun okulda sağlıklı ve besleyici bir yemek yeme fırsatına sahip olduğu ve insani potansiyellerinin tam olarak gerçekleşmesinin desteklediği bir dünya öngörüyoruz.” diyen 87 üye ülkenin yer aldığı Okul Yemekleri Koalisyonunun üyesi değil.
The Economist tarafından derlenen Küresel Gıda Güvenliği Endeksinde Türkiye, 113 ülke arasında halkının gıda ürünlerini “satın alabilirliği” sıralamasında 65'inci sırada yer alarak bırakın gelişmiş ülkeleri Botsvana, Şili, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün gibi pek çok ülkenin maalesef ki gerisinde kaldı. Dünyada, Gıda enflasyonunda (TÜİK verilerine göre) ilk dörtte, Sefalet Endeksinde ilk onda yer alıyor.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde hala birçok çocuğun beslenme yetersizliği ve açlıkla mücadele ettiği belirtilen çalıştay sonuç bildirgesinde sorunların çözümünün sadece ebeveynlere ve topluma yüklenmesinin kabul edilemez olduğu, beslenmenin temel bir hak olduğunun hatırlanması ve kamunun sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğinin altı çizilerek, beslenme hakkı her çocuk için koşulsuz fakatsız uygulanmalıdır deniliyor. Sonuç bildirgesinde öne çıkan bir başka nokta da, tüm kamu kurumları, yerel yönetimler birinci basamak sağlık hizmetleri ile iletişime geçerek gıda krizinden etkilenen okul öncesi çocuklar için beslenme desteği sağlayacak programlar geliştirmesi önerisi.
Gelin sosyal medya hesaplarından video paylaşarak çocukların bir gün içerisinde üç ana, en az iki ara öğün olmak üzere beslenmeleri gerektiğini söyleyenlere söylemin değil eylemin önemini hatırlatalım.
Türkiye‘nin de içinde bulunduğu ülkelerin büyük bir kısmında, gelir dağılımındaki adaletsizlikler nedeniyle, açlık sınırında yaşayan insanların sayısı küçümsenmeyecek düzeyde. Gelin açlığa karşı birleşelim. Çünkü, açlık kader değil. Çözüm; adil gelir dağılımında.
Unutulmamalı ki, insanların temel gereksinimi olan gıdanın ve suyun eşit ve adil dağıtılmadığı bir dünya güvenli değildir. Gelin çocuklarımıza güvenli bir dünya bırakmak için mücadeleyi büyütelim.
Çalıştaya katılan, emek harcayan, katkı koyan herkese sonsuz teşekkürler.
Herkes için Yeterli, Dengeli ve Güvenli Gıda. Ama en çok da çocuklar için…
Dostlukla & Dayanışmayla
18.09.2023 - Yenigün Gazetesi





Yorumlar