top of page

Aymazlıklar Silsilesi

Güncelleme tarihi: 17 Haz

ree

 

Evet sevgili dostlar;

Bu yazıda aymazlıkları konuşalım istedim. Doğru diyorsunuz bu köşeye sığmaz elbette saymaya kalksak. Hangisinden başlayacağımız da cabası. Son dönemde yaşadığımız birkaç durumla ilgili olanlardan başlayayım. Sizler de aklınıza gelenleri yorumlara ekleyip katkı koyarsanız sevinirim.

Ülkenin Tarım ve Orman Bakanı sosyal medya hesaplarından şu paylaşımda bulunuyor.

“Hep birlikte bir adım atalım! Geçmişten aldığımız en değerli emanet olan suyumuza sahip çıkıp gelecek nesillerimize miras bırakma zamanı. Suya veda etmeyelim, suya vefa gösterelim.”

Elbette ki söylemde hem fikiriz. Lakin eylemde? Ne yazık ki sayın bakanı göremiyoruz. Görmeyi de geçtim hadi, dereler özgür aksın diyenlere, ormanlarına sahip çıkanlara kolluk kuvvetleri eliyle reva görülen durumlara dair tek bir cümlesi dahi yok. Söylem eylem uyuşmazlığı toplumsal bir sorunumuz ve temelde iki sebebi var. Birincisi, söylediğine kendisinin de inanmaması. Sonuç lafügüzaf. Bir diğeri de fikri doygunluğa ve kişisel olgunluğa ulaşamamak. Sonuç riyakarlık.

Ülkenin Gençlik ve Spor Bakanı çok sayıda öğrencinin zehirlenmesine yol açan kredi yurtlar kurumu yurtlarındaki yemekleri görmezden gelerek şunları söyleyebiliyor.

“Bakanlık yurtlarında barınan öğrencilere ulusal ve uluslararası gıda mevzuatına uygun, yeterli ve dengeli beslenmelerine katkı sağlayıcı çeşitlilik ve miktarda, kaliteli, besin değeri yüksek ve güvenli gıda sunumu sağlanmaktadır.”

Ne kadar muazzam cümleler değil mi? Mesleğim tam da bunun için var. Lakin sayın bakanın bakanlığını yaptığı Gençlik ve Spor Bakanlığı Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü 2018 – 2022 Stratejik Planından haberi yok anlaşılan? Planın tablo2 mevzuat analizi kısmında ne diyor biliyor musunuz dostlar? “Güvenli gıda hazırlanması ve sunumu ile ilgili olarak iller bazında diyetisyen ve gıda mühendisi ihtiyacı bulunmaktadır.” Yine aynı planın 4.1 Amaç/Hedef Kartları bölümünde “Diyetisyen ve Gıda Mühendisi bulunmaması” bir risk olarak belirtiliyor ve “Yemek hizmetlerinin kalitesini ve güvenilirliğini sağlamaya yönelik idari tedbirler alınmalıdır.” diyor. Güvenli gıda hazırlanması ve sunumu ile ilgili olarak diyetisyen ve gıda mühendisi görevlendirilen il sayısı 2018’de 81 iken 2019, 2020, 2021 ve 2022’de “ - “, küçük işletmelerde kurum onayı alınarak çalıştırılan gıda mühendisi oranı 2018’de %100 iken 2019, 2020, 2021 ve 2022’de yine “ - “. Evet sevgili dostlar. Hepimizin aklında aynı soru var. Sayın bakan planın bakan sunuşu kısmında imzası bulunmasına rağmen ve bu veriler ortadayken yurtlarda konaklayan öğrenci arkadaşlarımızın yeterli ve dengeli beslenmelerine katkı sağlayıcı çeşitlilik ve miktarda, kaliteli, besin değeri yüksek ve güvenli gıdaya ulaştığı kanısına nasıl vardı?  Planda risk olarak gösterilen gıda mühendisi bulunmaması konusunda 81 il için kadro talebinde bulundu mu? Bulunmadıysa ne zaman bulunmayı planlıyor? Bu soruları sizin adınıza da sordum lakin cevap alamadım.

Türk Kızılayı’nın 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları günü için sosyal medya üzerinden yayınladığı görseller için Bana aymazlık nedir bir görselle anlatabilir misin Abidin?’ desem inanın abartmış olmam. Çünkü Türkiye’deki durumu görmezden gelen Türk Kızılayı Dünyadan örnekler vermiş hazırladığı görsellerde. O vakit ülkemizde durum ne biz anlatalım. Eylül ayında TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şubesi, İzmir Tabip Odası ve Bir Arada Yaşarız Eğitim ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (BAYETAV) tarafından çocukların beslenme hakkına ve Türkiye’de yaşayan çocukların beslenme sorunlarına dikkat çekmek ve çözüm önerileri sunmak amacıyla meslek odaları, sendikalar, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının katılımlarıyla gerçekleştirilen Çocukların Beslenme Hakkı Sonuç Bildirgesinde şu ifadeler yer alıyor.

“Türkiye’de çocukların yeterli ve dengeli beslenememesinin başında ekonomik sebepler gelmekte. Gelir dağılımındaki eşitsizlik, yoksulluk, işsizlik, enflasyon, gıdaların niteliksizliği, ırkçılık, siyasi iktidarın yetersizliği birçok aile için yeterli ve sağlıklı beslenmeyi ve gıdaya erişimi zorlaştırmakta. Son yıllardaki gözlemler okul çağındaki çocukların en az dörtte birinin okula aç gittiğini göstermekte. Bu durum çocuk açlığının artmasına, çocukların okuldan alınmasına, çocuk işçiliğinin artmasına ve erken yaşta evlilikler gibi birçok soruna neden olmakta. TÜİK Türkiye Çocuk Araştırması 2022 Raporu çocuklarımızın gereksinimleri olan gıdaya ulaşamadıklarını göstermekte. Bu raporda çocukların fiziksel ve zihinsel gelişimleri için vazgeçilemeyecek olan gıdaları tüketemediği belirtilmekte. Örneğin her sekiz çocuktan birinin et, tavuk veya balığı; on çocuktan birinin fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagilleri; iki çocuktan birinin peynir ve yoğurdu her gün tüketebildiği görülmekte. Çocukların çok azının tüketebildiği bu gıdalar onların büyümesi ve gelişmesi için en çok önem taşıyan besin öğelerini (Demir, çinko, folat, B12 vitamini gibi) içeren gıdalar. Bu besin öğelerinin eksikliği çeşitli sağlık sorunlarına yol açmakta ve çocukların okul başarısını düşürmekte. Türkiye'de beslenme yetersizliği sorunu, çocukların sağlığı ve geleceği üzerinde ciddi etkilere sahip. Bu sorunun çözülmesi, sağlıklı ve başarılı bir neslin yetişmesi için elzem. Beslenmenin temel bir hak olduğu hatırlanmalı, kamu kurumları sorumluluklarını yerine getirmeli. Çocuklar başta olmak üzere yetersiz beslenme ve açlık sorunu yaşayan kesimlere yönelik bir kamusal destek-dayanışma programı acilen uygulamaya konulmalı. Bu bir siyasal tercih değil, zorunluluk, birincil öncelikli mesele olarak görülmeli. Başta siyasi iktidar olmak üzere toplumun her kesimi, beslenme yetersizliği ile mücadelede sorumluluk almalı. Gıda krizinin derinleştiği bu dönemde muhalefet partilerinin bu önemli meselenin takipçisi olması ve çözüm talep etmesi elzem.”

Kim bilir? Belki okurlar da önümüzdeki yıl bu verileri de paylaşırlar. Benim ki de laf değil mi? Hiç paylaşırlar mı?

Evet! Bu ülkedeki aymazlıklar, riyakarlıklar ve takıyyeler yazmakla bitmez.

O zaman ben sözlerimi sevgili Cem Karaca’nın sevdiğim bir şarkısı ile bitireyim.


“… Beni siz delirttiniz evet

Evet, evet siz delirttiniz beni

Uçaklar, rüşvetler ve mobilyalar

Ve ahlak üstüne nutuklar

Günden güne ufalan ekmekler

Pasta yesin efendiler ama

Gaz tenekesi ile su kuyrukları

Ve bir başbuğun buyrukları

Beni siz delirttiniz evet

Evet, evet, evet

Siz delirttiniz beni, hiç kuşkum yok bundan eminim

Darılmaca yok ben bir deliyim ama beni siz delirttiniz…”


Dostlukla & Dayanışmayla


27.11.2023 - Yenigün Gazetesi

 
 
 

Yorumlar


© 2025 by Turiakopurg

bottom of page