top of page

Aspaldiko

Güncelleme tarihi: 17 Haz

ree

Merhaba Dostlar;

“Ah bu alacakaranlık hali

Ne menem bir şeydir

Ne gecedir ne gündüz

Ne kıştır ne bahar

Umudun vardır güneşin doğacağına dair

Ama, bir türlü göremediğin ışık süzmesi

Alır, karamsarlığa sürükler seni

Ah bu alacakaranlık zamanı”

demiştim yıllar önce bir şiirimde. İşte bu yazımı da bir alacakaranlık haliyle yazıyorum. Ama, itiraf etmeliyim ki umut çok daha ağır basıyor bu sefer. İnanıyorum ki, yazımı bir fincan sade kahve eşliğinde huzur içinde okumaya başladınız ve diyorsunuz bu başlıktaki “aspaldiko” da neyin nesi? Bask dilinde “Uzun zamandır görmediğin biriyle karşılaşmaya veya tekrar bir araya gelmeye, birlikte vakit geçirmekten duyulan mutluluğa” deniyor. Tamam, kabul. 21 yıl önceki Türkiye de öyle çok özlenecek bir ülke değildi. Ama, bu iktidar döneminde;

Emeğimiz sömürülmedi mi?

Kıdem tazminatımız gasp edilmedi mi?

Kaza/fıtrat adı altında Küre’de, Dursunbey’de, Mustafakemalpaşa’da, Kozlu’da, Soma’da, Ermenek’te, Şirvan’da ve birçok madende çalışırken öldürülmedik mi?

Kamuya alımlarda adaletsizlik yapılmadı mı?

Cinsiyet ayrımcılığı yapılmadı mı?

Sınav soruları ama aslında gençlerimizin geleceği çalınmadı mı?

Eşitlik, özgürlük, demokrasi, laiklik yok sayılmadı mı?

Emperyalizmin her türlü tahakkümü yaşatılmadı mı?

Gericiliğin hurafeleri dayatılmadı mı?

Gelir, su ve gıda adaletsiz bir şekilde dağıtılmadı mı?

Çocukların yatağa aç girdiği, pazar artıklarının toplandığı bir ülke yaratılmadı mı?

Güvenli gıdaya ulaşmak giderek zorlaştırılıp, sağlıklı yaşamak lüks haline getirilmedi mi?Üretmeyen, gelişmeyen, hakça bölüşmeyen, insana, çevreye ve doğaya saygısı olmayan bir düzen yaratılmadı mı?

Derelerimiz, kıyılarımız, ormanlarımız ve hatta madenlerimiz yağmalanmadı mı?

Tarım arazilerimiz, meralarımız, zeytinliklerimiz, sulak alanlarımız ve su havzalarımız ranta kurban edilmedi mi?

Cumhuriyetin kazanımı tüm fabrikalar babalar gibi satılmadı mı?

Memleket bir zümreye peşkeş çekilmedi mi?

Bizim vergilerimizle zenginler daha zengin edilmedi mi?

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği derinleştirilmedi mi?

Kadınlar toplumsal yaşamdan dışlanmadı mı?

“Kadın erkek eşit değildir!” denilerek şiddet kışkırtılmadı mı?

İstanbul Sözleşmesine son verilip yüzlerce kadının ölümüne sebep olunmadı mı?

Tarikatlarda, Kur’an Kurslarında çocuklara tecavüz edilmedi mi?

Atanamayan öğretmenler, iş bulamayan mühendisler, mimarlar, şehir plancıları, kızını ısıtamayan anneler, oğluna pantolon alamayan babalar intihar etmedi mi?

Soma’da madenci tekme tokat dövülüp, Hopa’da bir öğretmen biber gazıyla öldürülmedi mi?

Reyhanlı’yı, Roboski’yi yaşamadık mı?

Cumartesi annelerini ve onlara yaşatılanları unuttuk mu?

Af edersiniz Alevi, Ermeni olmadık mı?

Sokak ortasında ölmedik mi?

Doğru bildiklerini söyleyen, yazan gazetecilere dava açılmadı mı? Hapse atılmadılar mı?

Adi, şerefsiz, terbiyesiz, namussuz, çürük, sürtük, çapulcu, gavur, terörist olmadık mı?

Yangınları, selleri, depremleri, ihmalleri, imar barışlarını, çadır ve gıda satanları, yüzsüzleri, istifa edemeyip görevden affını isteyenleri unuttuk mu?

Gezi’de plastik mermiyle, copla, palayla, siviller ve üniformalılar tarafından dövülmedik mi? Öldürülmedik mi?

10 Ekim’de Ankara’da Barış isterken canlı bomba ile katliam yapılmadı mı?

Barış Akademisyenleri KHK ile işlerinden olmadı mı?

Velhasıl dostlar geçen 21 yılda umutlarımız, hayallerimiz söndürülmedi mi?

Tüm bunlara sebep olanlardan hesap soran, toplumsal barışı sağlamış, bir arada ve kardeşçe yaşanan, bilimden, emekten ve özgürlükten yana, demokratik, laik ve gerçekten tam bağımsız bir ülkeyi özlemedik mi?


Son kitabıma ismini veren şiirimde de şöyle diyordum;

“Tahterevalliye binmeye benzer

Şu hayat dedikleri.

Bir ümit, bir hayal kırıklığı.

Bir ümit, bir hayal kırıklığı.

Bir ümit…”   


İnanıyorum ki bu yazıyı tahterevallinin tepesinde, yani “Bir ümit” ile okuyorsunuz bugün.

21 yıllık Korku İmparatorluğu artık yıkıldı ve vakit Emek ve Bilim ile yeni bir toplumsal düzen, ikinci yüzyılında yeni bir Türkiye kurma vakti.

Yok, yanıldın maalesef. Tahterevallinin “Bir hayal kırıklığı” kısmındayız diyorsanız, kahvemiz bittikten sonra dediğini yapacağız demektir Cem Karaca’nın.


“… Her şey senin elinde

Her şey senin öz gücünde

Sen olmadan hayat olmaz

Sıva kolları, giriş işe.”


Umudu yeniden örgütlemeye, dayanışmayı büyütmeye, mücadeleyi yükseltmeye devam! İnatla…


Dostlukla & Dayanışmayla


15.05.2023 - Yenigün Gazetesi

 
 
 

Yorumlar


© 2025 by Turiakopurg

bottom of page