Adaletsiz Kalkınmanın Portresi
- iugurtoprak
- 24 Tem
- 3 dakikada okunur

Merhaba sevgili dostlar;
Bu yazımda geçen 23 yıla bir göz atmak istiyorum. Neler değişmiş yahut gerilemiş beraber bakalım? AKP 2002 yılında iktidara geldiğinde, Türkiye bir krizden çıkmak için umut arıyordu. O senenin verilerini hatırlayalım.
Enflasyon yaklaşık %30. Asgari ücret 184 TL, en düşük SSK emeklisi maaşı 257 TL, en düşük memur maaşı 270 TL. Türk-İş Kasım 2002 açlık sınırı 369 TL Yoksulluk sınırı 1112 TL Ekmek 25 kuruş, simit 25 kuruş, 1 bardak çay 20 kuruş. Dolar 1,60 TL’nin biraz üzerinde. Bir litre benzin 1.40 TL imiş. Yaklaşık 1,5 milyon çiftçi varmış o zamanlar. İşsizlik % 10 civarlarında imiş. 2,2 milyon emekli çalışmak veya iş aramak zorundaymış. Dış borcumuz yaklaşık 130 milyar dolar civarındaymış.
Gelelim bugüne dostlar.
Enflasyon TÜİK’e göre %35,05, ENAG’a göre %71,06. Disk-Ar araştırmasına göre gıda enflasyonu dar gelirliler için %78-100. Asgari ücret 22.104 TL, en düşük emekli maaşı 16.881 TL, en düşük memur maaşı 50.503 TL. Türk-İş Haziran ayı açlık sınırı 26.115 TL, yoksulluk sınırı 85.066 TL. Ekmek 15 TL, simit 15 TL, 1 bardak çay 25 TL. Dolar 40.40 TL. Bir litre benzin 50 TL’yi geçti. Çiftçi sayımız 500 binin altına düştü. İşsizlik oranı TÜİK’e göre %8.4 Disk-Ar’a göre %31. Yaklaşık 4.1 milyon emekli çalışmak veya iş aramak zorunda. Dış borcumuz yaklaşık 530 milyar dolar.
2002’de asgari ücretle 905 ekmek alınırken, 2025’te 1.473 ekmek. Evet kâğıt üstünde artış var, ama bu bir aldatmaca. Sadece ekmek üzerinden gitmemek gerekir. Çünkü, gıda fiyatları 2003-2023 arasında 32 kat, genel fiyatlar ise 21 kat arttı. Görünüş ilerleme olarak gözükse de, gerçek ne yazık ki sefalet! Gıda enflasyonu, dar gelirlinin sofrasını boşaltmaya devam ediyor. 2002’de en düşük emekli maaşı, asgari ücretin %40 üzerindeydi dostlar. Bugün ise %30 altında. Çalışan ya da iş arayan emekli oranı %37’den %45’e çıktı. 2002’de en zengin %10, ulusal gelirin %49’unu alırken, 2025’te bu oran %55’e çıktı.
Genç işsizlik, 2002’de %19 civarındaymış. 2025’te TÜİK’e göre %16,2, ama Disk-Ar’a göre geniş tanımlı oran %25. Gençler ne iş bulabiliyor ne umut. Emekliler desen sefalet hayatı yaşıyor, umut onlarda da yok. Tarım ithalata teslim edildi. Köyler boşaldı, çiftçi yaş ortalaması 59 oldu. Umut çiftçide de yok. Sofrada ekmek, gönülde umut bırakmadılar. Kısacası dostlar; geçen 23 senede umutsuz bir nesil, geleceksiz bir ülke inşa ettiler.
Dış borcumuz 2002’de 130 milyar dolar bugün ise 530 milyar dolar demiştim. Peki bu borçla kim kalkındı dostlar? Yurttaş mı? Yandaş mı? Sorunun cevabı belli aslında, hepimizin de malumu. Ankara’daki saraylara baksak görebiliriz.
2002’de gelir vergisi ilk dilimi asgari ücretin 15 katıyken, 2025’te asgari ücretli daha 6. ayda vergi dilimine giriyor. Yurttaşın sırtına dolaylı vergiler, yani KDV’si, ÖTV’si, verginin vergisi, sürekli eklenirken, yandaşlar vergi istisnaları ve aflarla sıyrılıyor. Yani sözün özü dostlar, vergiler, yurttaşı boğarken, yandaşların cebini doldurmaya devam ediyor, hala.
Kalkınma böyle. Adalet mi?
Recep Tayyip Erdoğan’ın “adalet” vaadi, hapishanelerinde çürüyor. Cumhurbaşkanı adayları, milletvekilleri, mevcut ve eski belediye başkanları, parti genel başkanları, gazeteciler, mühendis, mimar, şehir plancıları, avukatlar, çevre aktivistleri yani muhalif olan kim varsa hepsi içeride. Bağımsız (!) yargı dedikleri, muhalifleri ezmek için bir silah artık. Dün dillerinden düşürmedikleri Milli İrade, bugün zindanlara sığmıyor.
23 yıl önce “adalet” ve “kalkınma” vaat edenler, bugün halkı sefalete, muhalifleri zindana, ülkeyi borç batağına sürükledi. Emekliler aç, çiftçiler tarlasız, gençler işsiz, çocuklar fabrikada, muhalifler demir parmaklık ardında.
Sonuç olarak sevgili dostlar;
Adalet zindanlarda, kalkınma yandaşların cebinde.
Sözlerimi Recep Tayyip Erdoğan’ın 1994 senesinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinde kurduğu cümle ile bitireyim. “Bu fakirin bir yüzüğü var, daha fazlası olursa bilin ki haramdır”
Sanırım başka söze de gerek yok.
Dostlukla & Dayanışmayla
21.07.2025 - Yenigün Gazetesi





Yorumlar